2022 Eylül TUS Sınavı – Klinik Bilimler

Ateş, öksürük ve nefes darlığı şikâyetleriyle başvuran 54 yaşındaki kadın hastanın özgeçmişinden insülin kullandığı, üç hafta önce endokrinoloji servisinde kan şekeri regülasyonu amacıyla yatırıldığı ve üriner sistem enfeksiyonu nedeniyle seftriakson tedavisi aldığı öğreniliyor. Fizik muayenesinde bilincin açık, solunum sayısının 34/dakika, nabzın 106/dakika, vücut sıcaklığının 36,8 °C, kan basıncının 110/70 mmHg ve sağ akciğer alt loba uyan alanda krepitan rallerin olduğu tespit ediliyor. Laboratuvar tetkiklerinde kanda lökosit sayısı 32.000/mm³, trombosit sayısı 198.000/mm³, BUN 25 mg/dL, kreatinin 1,1 mg/dL, CRP 134 mg/L ve PaO₂/FiO₂ 200 saptanıyor. Akciğer grafisinde sağ akciğer alt lobda ve sol akciğer orta lobda infiltrasyonlar görülüyor. Balgam Gram boyalı preparat incelemesinde her alanda 25’ten fazla PNL, 10’dan az epitel hücresi ve gram negatif basiller tespit ediliyor.

Elli yedi yaşındaki erkek hasta, son bir yıldır giderek artan nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarma yakınmaları ile başvuruyor. Otuz paket/yıl sigara öyküsü olan hastanın üç yıl önce sigarayı bıraktığı öğreniliyor. Fizik muayenesi normal bulunuyor. Postbronkodilatör solunum fonksiyon testinde FVC %92, FEV₁ %75 ve FEV₁/FVC %65 olarak ölçülüyor.

Kırk sekiz yaşındaki erkek hasta nefes alırken zorlanma ve öksürükle az miktarda içinde çizgi şeklinde kan bulunan balgam çıkartma yakınmaları ile başvuruyor. Öyküsünden, on beş gün önce on saatlik uçak yolculuğu yaptığı ve yolculuktan döndükten iki gün sonra gece öksürük ve sağ yan ağrısı ile uyandığı, yakınmalarının hâlen devam etmekte olduğu öğreniliyor. Fizik muayenesinde genel durumu orta, takipneik, kan basıncı 100/60 mmHg, vücut sıcaklığı 36,8 °C, solunum sayısı 30/dakika ve solunum sesleri normal olarak saptanıyor. Hemogramı normal olan hastanın rutin biyokimya, tam idrar tahlilleri normal ve sedimentasyon hızı 10 mm/saat olarak tespit ediliyor.

Koroner arter hastalığı nedeniyle takip edilen 52 yaşındaki hasta rutin kontrollerini yaptırmak için birinci basamak sağlık merkezine başvuruyor. Özgeçmişinde miyokard enfarktüsü ve perkütan koroner girişim öyküsü olan hastanın asetil salisilik asit harici başka bir ilaç kullanmadığı öğreniliyor. Biyokimyasal tetkiklerinde serum LDL kolesterol düzeyi 132 mg/dL, trigliserid düzeyi 280 mg/dL olarak saptanıyor.

Elli dört yaşındaki kadın hasta; aşırı terleme, ellerde titreme ve çabuk sinirlenme şikâyetleri ile doktora başvuruyor. Hastanın öyküsünden, 3 ay öncesinde yaşadığı bir atriyal fibrilasyon atağı sonrası antiaritmik tedavi başlandığı öğreniliyor.

Daha önceden bilinen bir rahatsızlığı olmayan 92 yaşındaki erkek hasta acil servise bilinç bulanıklığı ve bayılma nedeniyle getiriliyor. Fizik muayenesinde arteryel kan basıncı 90/60 mmHg, nabzı 28/dakika olarak saptanıyor.

Acil servise iki saat önce aniden başlayan şiddetli sırt ağrısı şikâyeti ile gelen 35 yaşındaki erkek hastanın kan basıncı sağ koldan 170/70 mmHg, sol koldan 140/50 mmHg olarak ölçülüyor. Nabzı 112/dakika olan hastanın aort odağında 2/6 diyastolik üfürüm duyuluyor.

On dokuz yaşındaki kadın hasta dönem dönem olan mide ağrısı şikâyetiyle başvuruyor. Başka herhangi bir şikâyeti olmayıp fizik muayenesi normal bulunan hastada gaitada Helicobacter pylori antijen testinin sonucu pozitif saptanıyor.

Akromegali nedeni ile opere olan 45 yaşındaki hastaya postoperatif dönemde somatostatin analoğu tedavisi başlanıyor. Hastanın 1 yıldır somatostatin analog tedavisi alırken son yapılan tetkiklerinde IGF-1 ve GH değerleri yüksek saptanıyor ve remisyonda olmadığı kabul ediliyor.

Feokromositoma ve kutanöz liken amiloidozis tanıları olan 36 yaşındaki kadın hastada tiroid nodülü de saptanıyor.

Hâlsizlik ve kilo kaybı yakınmalarıyla başvuran 65 yaşındaki erkek hastanın fizik muayenesinde dalak kot altında 10 cm palpe ediliyor ve laboratuvar incelemesinde hemoglobin 12,5 g/dL, lökosit sayısı 45.000/mm³ ve trombosit sayısı 560.000/mm³ olarak saptanıyor. Periferik kan yaymasında erken miyeloid ve eritroid öncülleri izleniyor. PCR ile yapılan moleküler genetik analizde BCR-ABL1 füzyon geni saptanıyor.

Antinükleer antikor, bazı romatolojik hastalıkların taramasında sıklıkla kullanılmaktadır. İmmünfloresan yöntemle bakıldığında titre ve boyanma paterni ile rapor edilmektedir.

I.    Benekli patern – Sm, SS-A, SS-B

II.    Homojen patern – DNA

III.   İnce benekli – Histon

IV.  Nükleolar – RNA polimeraz I

I.    Hemodiyaliz gereksiniminin olması

II.    On iki saatten uzun süren anüri olması

III.   Serum kreatinin düzeyinin 4 mg/dL’den yüksek olması

Altmış beş yaşındaki erkek hasta, sağ tarafında ani başlayan ve yarım saat içinde düzelen kuvvet kaybı atağı nedeniyle başvuruyor. Öyküsünden son bir ayda iki kez sol gözünde 5-10 dakika süren görme kaybı atakları olduğu öğreniliyor. Fizik muayenesi ve beyin diffüzyon manyetik rezonans görüntülemesi normal bulunuyor.

Kırk iki yaşındaki erkek hasta, son bir haftadır ortaya çıkan baş dönmesi atakları nedeniyle başvuruyor. Baş dönmesi yatakta dönerken, ani baş hareketleri ile ve eğilip kalkarken ortaya çıkıyor ve bir dakikadan kısa sürüyor.

Psikiyatri bölümünde düşük vücut kitle indeksi, kilo alma korkusu ve besin alımını ciddi şekilde kısıtlama nedeniyle takip edilmekte olan hasta, endokrinoloji bölümüne konsülte ediliyor.

Yirmi bir yaşındaki erkek hasta, psikotik belirtili manik epizod tanısıyla psikiyatri servisine yatırılarak haloperidol 30 mg/gün, biperiden 4 mg/gün intramusküler enjeksiyonla tedaviye başlanıyor. Tedavinin 3. gününde vücut sıcaklığı 40 °C, kan basıncı 160/90 mmHg ve nabzı 120/dakika olarak ölçülüyor. Bilinç bulanıklığı olmayan hastanın kooperasyonunun tam olduğu saptanıyor. Üst ekstremitede bilateral rijiditesi olduğu tespit ediliyor.

İki ameliyat tekniğinden sonra enfeksiyon gelişme olasılığını karşılaştırmalı olarak inceleyen küçük çaplı araştırmalarda oldukça farklı relatif risk değerleri elde edilmiştir.

Dekompanse böbrek ve kalp yetmezliği tanıları ile takip edilen 82 yaşındaki erkek hasta; ani başlayan dispne, sağ bacakta şişlik ve taşikardi şikâyetleri ile acil servise başvuruyor.

Yirmi yaşındaki kadın hasta 4 saatlik sağ yürüyüşü sonrasında gelişen topukta ağrı nedeniyle başvuruyor.

I. İkinci çocuk olmak

II. İkiz olmak

III. Aşırı ekran kullanımı

IV. Otizm spektrum bozukluğu

Altı aylık erkek hasta, 1 aylıktan itibaren yanaklarda ve kulak arkasında kızarıklık, kaşıntı, zaman zaman kanlı dışkılama yakınmalarıyla getiriliyor. Öyküsünden aralarında akrabalık olmayan anne ve babanın ilk çocuğu olduğu, normal vajinal yolla, 3.200 gram ağırlığında doğduğu ve yenidoğan döneminden itibaren sadece anne sütü ile beslendiği öğreniliyor. Fizik muayenesinde yanaklarda egzama ile birlikte gövde ve ekstremitelerinde peteşiler saptanıyor. Hemoglobin 10,2 g/dL, lökosit sayısı 6.900/mm³, trombosit sayısı 23.000/mm³, ortalama trombosit hacmi 5,1 fL, total lenfosit sayısı 3.000/mm³, total nötrofil sayısı 2.600/mm³ ve total eozinofil sayısı 800/mm³ saptanıyor. Periferik yaymada trombositler nadir ve küçük olarak gözlemleniyor.

Üç yaşındaki erkek çocuk kreşe başlamayla ortaya çıkan sık hastalanma nedeniyle getiriliyor. Aileden alınan öyküsünden, anne ve babasının akraba olmadığı öğreniliyor ve ailede primer immün yetmezlik düşündüren bir durum saptanmıyor. Tam kan sayımı normal, IgG ve IgM yaşa göre düşük, IgA yaşa göre normal, kan grubu A Rh pozitif, anti-B titresi 1/32, anti-HBs pozitif ve anti rubella IgG pozitif olduğu saptanıyor.

Son 6 ayda 20 kg kaybettiğini ve kilo almaktan çok korktuğunu ifade eden 14 yaşındaki kız çocuk, hâlsizlik ve çabuk yorulma nedenleriyle ailesi tarafından getiriliyor. Fizik muayenesinde kaşektik ve genel durumu düşkün olan hastanın nabzı 55/dakika, solunum sayısı 20/dakika, kan basıncı 95/55 mmHg ve vücut sıcaklığı 35,2 ºC bulunuyor.

Bir günlük yenidoğan bebek emzirilme sonrası safralı kusma, mekonyum çıkarmama ve karında şişkinlik nedeniyle yenidoğan ünitesine yatırılıyor. Tetkiklerinde gastrointestinal sistem obstrüksiyon bulguları saptanıyor.

On iki yaşındaki bir kız çocuk, suda boğulma sonrası 20 dakika kardiyopulmoner resusitasyon uygulandıktan sonra canlandırılıyor. Hastanın post-arrest dönemde bilinci kapalı ve Glasgow Koma Skoru 6 olarak tespit ediliyor.

I. Spironolakton

II. Sodyum bikarbonat

III. Kalsiyum glukonat

On dört aylık erkek çocuk, fındık yerken ani solunum zorluğu ve morarma şikâyetleri ile acil servise getiriliyor. Aile bireylerinden alınan öyküden, olay sonrasında annesinin evde hastanın ağzından fındık parçaları çıkardığı öğreniliyor. Fizik muayenesinde takipnesi ve retraksiyonları olan hastanın akciğer oskültasyon bulguları normal saptanıyor. Akciğer grafisinde, akciğerlerin bilateral eşit havalandığı ve normal olduğu tespit ediliyor.

Ceviz alerjisi ve astımı olan 15 yaşındaki kız çocukta, lokantada salata yedikten dakikalar sonra nefes darlığı, öksürük ve yaygın ürtiker gelişiyor. Hemen inhaler salbutamol ve antihistaminik verilen hasta düzelmemesi üzerine olayın başlamasından bir saat sonra acil servise getiriliyor. Acil serviste müdahale edilen hasta kurtarılamıyor.

Altı aylık erkek bebeğin aşı kontrolünde solukluğu fark ediliyor. Bebeğin 32 haftalık doğduğu, D vitamini dışında ilaç verilmediği, arada bir anne sütü yetersiz olduğu için sulandırılmış inek sütü verildiği öğreniliyor. Bebeğin solukluğu dışında diğer sistem muayeneleri normal saptanıyor. Tam kan sayımında hemoglobin 7 g/dL, ortalama eritrosit hacmi (MCV) 67 fL ve eritrosit dağılım genişliği (RDW) 18 olarak tespit ediliyor. Periferik yaymada hipokrom mikrositer eritrositler, anizositoz, poikilositoz ve kalem hücreleri saptanıyor.

Bir yaşındaki erkek çocuk sünnet olduktan sonraki 4 saat boyunca kanamasının devam etmesi üzerine acil servise getiriliyor. Tetkiklerinde trombosit sayısı, kanama zamanı ve protrombin zamanı normal, aPTT ise 70 saniye (N: 20-32 saniye) olarak saptanıyor.

Akut miyeloid lösemi tanısı alan 10 yaşındaki hastaya yüksek doz Ara-C (sitarabin) içeren kemoterapi protokolü veriliyor. Kemoterapi tedavisi bitiminden 5 gün sonra 39 ºC’ye yükselen ateşi olan hastanın fizik muayenesinde ateş ve mukozit dışında bulgu saptanmıyor. Laboratuvar tetkiklerinde mutlak nötrofil sayısı 100/mm³ altında olup anemi ve trombositopeni tespit ediliyor.

On aylık erkek çocuk mental retardasyon ve infantil hiperkalsemi nedeniyle izlenirken üfürüm duyulması üzerine yapılan ekokardiyografide supravalvüler aort darlığı ve periferik pulmoner arter stenozu saptanıyor.

Altı aylık bebek huzursuzluk ve kilo alamama şikâyeti ile getiriliyor. Fizik muayenesinde gelişme geriliği, takipne, taşikardi ve karaciğer büyüklüğü saptanıyor. Telekardiyografide kardiyotorasik oran 0,7 saptanırken çekilen EKG’de D1, aVL ve V4-V6 derivasyonlarında anormal Q dalgaları ve ST segmenti elevasyonu görülüyor.

I.    PRSS1

II.    CFTR

III.   SPINK1

IV.  JAG1

On üç aylık kız hasta günde 5-6 kez yumuşak kıvamlı, bol miktarda dışkılama ve karın şişliği nedeniyle getiriliyor. Kilosu ve boyu 3. persentilin altında olan hastada serum albümin 3,5 g/dL, total kolesterol 55 mg/dL, trigliserid 5 mg/dL ve LDL 25 mg/dL olarak saptanıyor. Periferik yaymada eritrositlerin membranında düzensiz çıkıntılar olduğu görülüyor.

On iki yaşındaki kız hasta ellerinde özellikle soğukta oluşan morarma ve solukluk şikâyetleriyle getiriliyor. Fizik muayenesinde parmak uçlarında nekroz, cildinde sertleşme saptanan hastada interstisyel akciğer hastalığı tespit ediliyor.

Beş yaşındaki kız hasta son bir haftadır olan ağız ve dilde istemsiz hareketler, kollarda kıvrılma-bükülme, konuşmada azalma, agresyon, ajitasyon, garip düşünceler gibi psikiyatrik bulgular ve bir gün önce başlayan nöbetler nedeniyle getiriliyor. Yaklaşık iki ay önce herpes simpleks ensefaliti tanısı ile izlendiği öğreniliyor. İzlemde status epileptikus, taşikardi ve kan basıncı değişikliği gibi otonomik bulguları olan hastanın kraniyal görüntülemesinde beyaz cevherde özgül olmayan anormallikler saptanıyor.

İki yaşındaki erkek çocuk, tekrarlayan epileptik nöbetler geçirdikten sonra daha önce normal olan konuşmasında belirgin gerileme ve davranış sorunlarının ortaya çıkması nedeni ile getiriliyor. Hastanın uyku elektroensefalografisinde uyku sırasında sürekli diken ve yavaş dalga bulgusu şeklinde belirgin anormallik saptanıyor.

Nörolojik gelişim geriliği olan 2 yaşındaki hastanın klinik incelemesi, rutin ve ileri düzey laboratuvar analizleri normal sınırlarda değerlendiriliyor. Anne ve baba arasında akrabalık olan ve benzeri bir kardeş öyküsü bulunan hastanın tüm ekzom dizi analizi sonucunda beş farklı gende hastalık için aday nitelikte homozigot nükleotid değişikliği saptanıyor.

Boya göre ağırlık z skoru -3,5 olan 2 yaşındaki erkek bebek, hastaneye yatırılarak yüksek kalorili diyetle beslenilmeye başlanıyor.

On iki günlük term bebek nöbet geçirme nedeniyle getiriliyor. Anne ve baba arasında akrabalık olmadığı, spontan vajinal yolla 3.050 gram doğduğu, anne sütüyle beslendiği, Fallot tetralojisi saptandığı ve 1 haftalıkken taburcu edildiği öğreniliyor. Fizik muayenesinde; düşük kulak, hipertelorizm ve mikrognati gözleniyor. Laboratuvar tetkiklerinde Ca 7,0 mg/dL (N: 8,5-10,8), P 9,6 mg/dL (N: 4,8-8,4), ALP 117 U/L (N: 90-273) ve PTH 81 pg/mL (N: 6-89) saptanıyor.

Beslenmeyi reddeden 10 aylık erkek bebek, kusma ve sonrasında uyandırılamama nedeniyle acil servise getiriliyor. Fizik muayenesinde letarjik olan bebeğin yatak başı kan şekeri 25 mg/dL ölçülüyor. Kan gazında pH 7,36, HCO₃^– 17 mEq/L ve pCO₂ 21 mmHg tespit ediliyor. Hastanın diğer kan tetkiklerinde AST 90 U/L, ALT 120 U/L, amonyak düzeyi 230 µg/dL ve INR 1,4 saptanıyor. İdrarda keton sonucu negatif olarak bulunuyor. Kraniyal görüntülemesi normal değerlendiriliyor.

I.    Varfarin, K vitaminine bağlı faktörleri inhibe eder.

II.    Dabigatran, direkt trombin inhibitörüdür.

III.   Rivaroksaban, direkt faktör Xa inhibitörüdür.

IV.  APiksaban, direkt faktör VII ve VIII inhibitörüdür.

Toplam vücut yüzeyinin %50’si yanık olan 80 kg ağırlığındaki erkek hasta acil servise getiriliyor.

Kırk beş yaşındaki erkek hasta, göğüs duvarı bölgesinden delici kesici alet yaralanması nedeniyle acil servise getiriliyor. Kan basıncı 60/40 mmHg, nabzı 150/dakika olarak saptanıyor. Siyanotik görünümlü olan hastada sağ akciğer sesleri alınmıyor. Trakeası sola deviye olan hastada boyun ve alın venlerinde dilatasyon tespit ediliyor.

I.    Escherichia coli

II.    Streptococcus spp.

III.   Klebsiella spp.

IV.  Pseudomonas spp.

Altmış beş yaşındaki erkek hasta boynunda fark ettiği şişlik nedeniyle başvuruyor. Laboratuvar incelemelerinde serum T3, T4 ve TSH düzeyleri normal bulunuyor. Boyun ultrasonografisinde sol tiroid lobunda yaklaşık 4,2 cm çaşında kalsifiye odak içeren solid nodül ve ince iğne aspirasyon biyopsisinde foliküler neoplazm saptanıyor.

I.    Vücut kitle indeksi 36, tip 2 diyabeti var.

II.   Vücut kitle indeksi 43, obezite ile ilişkili ek hastalığı yok.

III.  Vücut kitle indeksi 38, obezite ile ilişkili ek hastalığı yok.

Kırk dört yaşındaki kadın hasta hematemez nedeniyle başvuruyor. Hemodinamik olarak stabil olan hastaya yapılan üst gastrointestinal sistem endoskopisinde mide büyük kurvaturunda yaklaşık 5 cm çapında düzgün sınırlı, üzerinde mukozal erozyonlar bulunan, lümene doğru büyümüş kitle imajı görülüyor. Aktif kanama odağı saptanmıyor. Biyopsi sonucu, normal mide mukozası olarak bildiriliyor. Endoskopik ultrasonografi eşliğinde yapılan ince iğne aspirasyon biyopsi sonucunda CD117 ve CD34 ile pozitif boyanan hücreler görülüyor. Üst abdominal bilgisayarlı tomografi incelemesinde midede endofitik büyümüş 45×48 mm boyutlarında kitle dışında herhangi bir patoloji saptanmıyor.

Elli üç yaşındaki erkek hasta, gözünde ani başlayan tek taraflı kanlanma ve ağrı şikâyetleriyle başvuruyor. Akut üveit ön tanısı ile tedavi başlanan hastanın öyküsünden son bir yıldır aralıklarla gelen kramp tarzında karın ağrıları ve ishalinin olduğu öğreniliyor.

Aralıklı ishal, kabızlık, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ve karın ağrısı şikâyetleri olan 74 yaşındaki erkek hasta, idrarından kötü koku gelmesi ve sol alt karın ağrısı nedeniyle acil servise başvuruyor. Fizik muayenesinde 38,2 °C ateşi ve sol alt kadranda hassasiyeti olan hastanın tam kan sayımında lökositoz tespit ediliyor. Radyolojik görüntülemesinde inen kolon duvarında kalınlaşma olduğu rapor ediliyor.

I.    Yara enfeksiyonu gelişen insizyonlarda sık görülür.

II.    Vertikal kesilerde herni oluşma riski, transvers veya oblik kesilerdeki riskten daha yüksektir.

III.   Primer onarım ya da mesh ile onarım tercih edilebilir.

Huzurevinde kalmakta olan 90 yaşındaki erkek hasta, iki gün önce başlayan sağ üst kadran karın ağrısı, ateş ve genel durum bozukluğu nedeniyle acil servise getiriliyor. Hikâyesinden yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, Alzheimer ve safra kesesi taşı sorunları olduğu öğreniliyor. Ultrasonografide safra kesesi hidropik görünümde olup içinde milimetrik taşlar saptanıyor. Hastaneye yatırılarak iki gün süre ile intravenöz antibiyotik tedavisi verilen hastanın kliniğinde bir düzelme gözlenmiyor.

Bir hastanın sağ karotis endarterektomi ameliyatı sonrası yapılan fizik muayenesinde, dilini dışarı çıkarması istendiğinde dilin sağa deviye olduğu görülüyor.

Belden sağ bacağa yayılan ağrısı olan 30 yaşındaki kadın hastanın lomber vertebra manyetik rezonans görüntülemesinde, lomber 4-5 intervertebral diskinde sağ posterolateralde disk herniasyonu ve ciddi sağ L5 sinir kökü basısı saptanıyor.

Elli iki yaşındaki kadın hasta, sağ el avuç içinde özellikle geceleri ve sabah uyandığında şiddetli ağrı olması ve parmak uçlarında uyuşma nedeniyle aile hekimine başvuruyor. Öyküsünden; diyabetik olduğu, hipotiroidi tedavisi gördüğü, bir yıldan fazla süredir uyuşmalarının olduğu ancak yakınmalarının son bir haftada özellikle bilgisayar kullanırken şiddetlendiği öğreniliyor.

Kırk altı yaşındaki kadın hasta, yaklaşık 4 yıldır 4-5 ayda bir tekrarlayan ve 2-3 saat devam eden baş dönmesi şikâyetiyle başvuruyor. Hasta; atakları sırasında kulak çınlaması, işitme kaybı ve kulak dolgunluğu olduğunu ifade ediyor. Odyolojik incelemede; sağ kulak normal, sol kulakta ortalama 45 dB sensorinöral tip işitme kaybı tespit ediliyor.

On altı yaşındaki erkek hasta, sağ gözüne sönmemiş kireç kaçması nedeniyle, olaydan 15 dakika sonra acil servise başvuruyor.

Otuz sekiz yaşında, G2P2Y2 olan hasta pelvik inflamatuvar hastalık tanısı ile hastaneye yatırılıyor ve parenteral antibiyotik tedavisi (Klindamisin+Gentamisin) başlanıyor. Ultrasonografide sağ adneksiyel alanda kalın çeperli, internal ekolar ve septasyonlar içeren oluşum izleniyor; tüp ve over net olarak ayırt edilemiyor. Tedavinin 36. saatinde hastada aniden konfüzyon, taşikardi ve hipotansiyon gelişiyor.

Kırk yaşında ve üç kez sezaryen ile canlı doğum hikâyesi olan kadın, âdet gecikmesi ve evde yaptığı idrarda gebelik testi pozitifliği ile başvuruyor. Son âdetini 11 hafta önce görmüş olan kadının son 3 haftadır artan bulantı-kusma şikâyetleri olduğu öğreniliyor. Transvajinal ultrasonografisinde, uterin kavitede amniyotik kese ve fetus izlenmiyor ancak multipl veziküler alanlar içeren ekojenik bir doku görülüyor. Her iki overde de multipl kistler saptanıyor. Komplikasyonsuz şekilde dilatasyon ve evakuasyon işlemi uygulanıyor. Materyalin gros incelemesinde hidropik üzüm benzeri yapılar dikkati çekiyor.

Östrojen reseptörü pozitif meme kanseri nedeniyle opere olan 62 yaşındaki kadına tamoksifen tedavisi başlanıyor.

I.    Her üçü de çizgili kas yapısındadır.

II.    Kompresör üretra ve üretrovajinal sfinkter kasları intraabdominal basınç artışında ani kontinans sağlar.

III.   Üretrovajinal sfinkter kası, üretrayı çevresel olarak tamamen sarar.